27 Temmuz 2013 Cumartesi

AHIRIM SENSIN


AHIRIM SENSIN - NESET ERTAS
yetiştirildiğiniz kültürde müzik ve adamlık adına başrollerdeki insanlardan birisi neşet ertaş ise, mekanınız biraz alkol ve birkaç eş dost muhabbeti ile kendinizi en kendinizde hissettiğiniz yerlerden birisi ise ve biraz alkol ile elinizdeki sigarayı unutacak kıvamda bir zihin yorgunluğuna sahipseniz bu türkü en es geçilmez türkülerden birisi oluyor. türküye vefasızlık etme gibi bir şansınız yok, zaten bir kere dinlemişseniz o sizi sonradan çok kez gelip buluyor, kaçamazsınız. itiraf etseniz de etmeseniz de böyle, hatta bazen kendinizi en sahiplendiğiniz anlarda bile. burada hayatı sorgulama gibi zorlu olaya girişmemekte fayda var yalnız, şarkı yarıda kesiyor, cevabı direkt veriyor.

sözler insan işi değil öncelikle, işte sırf bu yüzden bile neşet ertaş'ın bendeki yerini ve önemini zerre sorgulamıyorum. bu türkü yalnızca birisi örneklerin tabi. neşet ertaş'ın tek tokatı bu değil.

türkü sözlerindeki kelimelerin seçimi büyük etken burada. normaldir ki türkünün yazıldığı zamanki türkçe ve şivenin etkileri büyük, yine de o zamanlarda türküler, şiirler yazan tek insan neşet ertaş değil di, böyle de bir antitez var işte. şöyle kabataslak bir bakarsak;


cahildim diyor, işte bu yüzden içinde salak, aptal gibi çirkin ifadeler geçen şarkılara şu zamanda sövüyor olabiliriz. illa ki farklı anlamlar bunlar da, betimleme adına samimiyette yarıştırılabilir bu kelimeler, aptal daha da aptallığıyla kalır.

dünyanın rengine kandım diyor üstad. dünyanın rengi? ne güzel bir ifade şekli etrafını anlatma adına. evet, bir rengi var dünyanın. genelde kahverengi, hatta bazen içindeki mavileri, sarıları, kırmızıları uzaktan bakınca seçemeyecek kadar. kandım da diyor.

hayale aldandım, boşuna yandım. hayale aldanmak? nedir ki hayale aldanmak? çok uzaktaki şeyi çok isteyip ona ulaşamayınca onun daha da uzağında kalmak mı? bence bu iki kelimelik ifadeyi net bir şekilde açıklayan en kısa ifade bu. işte neşet ertaş sadece bu yüzden bile sevilebilir. bu kadar sözü bir türküye sığdırmış ve bu türkü asırlar boyu dinlenmeye devam edecek. yanmak da aldanmanın ertesi işte. insanın içi yanar, hayallerden sonra da en çok yanar. tarih bunu çok kez gösterdi zaten.

ölürüm sevdiğim zehirim sensin, evvelim sen oldun ahirim sensin. düşünüyorum, bu sözlerin ifade ettiği anlam bana ağır geliyor. yani, seviyorsun birisini, belki de uğrunda öleceksin ve buna rağmen seviyorsun, o güne kadarki hayatını ona adamışsın, bu her ihtimale rağmen ahirim diyorsun o kişi için. sevdiğinle başlayıp sevdiğinle bitmek istiyorsun, sevdiğin hayatın olsun istiyorsun. neşet ertaş bunları bu kadar güzel ifade etmiş ya, işte bu noktadan sonra sevilen kişiye karşı kullanılan "hayatım" hitabı bir hiçtir. ziyadesinde hayat yaşamdır, tek kelimelik bir ifade şekli olamaz.

"garibim, can yıkıp gönül kırmadım" demiş neşet ertaş. kendisine bunu dedirten de kırılan gönlü ve içinde o devasa insan olsa gerek. garipliğinden ötürü kırılmıştır, ya da kırıldığı için garip olmuştur, bu sıralama değil buradaki esas olay da, bu insan bu noktada "can yıkmadım, gönül kırmadım" diyor ya, bir cana saygı, herhangi bir gönüle sevgi budur işte.

"
batınım sen oldun zahirim sensin,
evvelim sen oldun ahirim sensin.."

sınırları olan ya da olmayan bir hayat, bu hayatta sınırları kestirilemeyecek bir sevgi ve bu sevgiyle nice şiirlerini notaya dökmüş, kendi izlerini halen insanlarda taşıtan neşet ertaş.

bir de bu ülkede türkülerden bi'haber bir yeni nesil yetişiyordu değil mi? en zor zamanlarında demet akalın'ın, serdar ortaç'ın onların birer kurtarıcısı olmayacağını birilerinin açıklaması gerekiyor. zor iş.

neşet ertaş illa ki fazla büyük bir sanatçı, bunu çoktan ezberledim de,
batın ve zahir kelimelerini bir arada kullanıp daha dolu ifade eden bir insan daha bu yeryüzüne gelir mi ki? var mı böyle bir dünya?

gelmez. yok.