Her
şeyin yasak olduğu bir ülke varmış. Tek yasak olmayan şey çelik çomak
oyunuymuş; onun için insanlar ülkenin arkasına düşen kırlarda buluşup günlerini
çelik çomak oynayarak geçiriyorlarmış.
Yasaklar yavaş yavaş ve haklı nedenlerle konduğundan kimse itiraz etmiyor, alışmakta da güçlük çekmiyormuş.
Yasaklar yavaş yavaş ve haklı nedenlerle konduğundan kimse itiraz etmiyor, alışmakta da güçlük çekmiyormuş.
Aradan yıllar geçmiş. bir gün ülke muhafızları her şeyin yasak olması için artık bir neden olmadığını görmüşler ve vatandaşlarına istediklerini yapabileceklerini bildirmeleri için ulaklar yollamışlar.
Ulaklar vatandaşların buluştukları yerlere gidip bütün yasakların kalktığını ilan etmişler.
"Anladınız mı?" diye tekrar etmiş ulaklar. "artık istediğinizi yapmakta özgürsünüz."
"İyi,peki," demiş insanlar. "Biz de çelik çomak oynarız."
Ulaklar yapabilecekleri ne çok güzel ve yararlı şey olduğunu anlatmak için çabalayıp durmuşlar, geçmişte bunları ne kadar çok istediklerini hatırlatmaya, artık yapabileceklerini söylemeye çalışmışlar. ama kimse oralı olmamış, herkes oyununa devam etmiş, nefes bile almadan, atış üzerine atış yapıyorlarmış.
Çabalarının boşa olduğunu gören ulaklar muhafızlara gidip olanları anlatmışlar.
"Çaresi var," demiş muhafızlar, "çelik çomak oyununu yasaklarız, olur biter."
Bunun üzerine halk devrim yapıp muhafızları öldürmüş.
Sonra zaman kaybetmeden yeniden çelik çomak oynamaya başlamışlar.