İş adamının işleri
bozulmuştu. Ne yaptıysa olmuyordu. Bir zamanlar çok başarılı bir insan olmasına
rağmen şimdi büyük olan sadece borçlarıydı. Bir taraftan kredi verenler onu
sıkıştırırken, diğer taraftan da bir sürü insan ödeme bekliyordu. Çok bunalmıştı
ve hiçbir çıkış yolu bulamıyordu. Nefes almak için parka gitti. Bir banka
oturdu, başını ellerinin arasına aldı ve bu durumdan nasıl kurtulacağını
düşünmeye başladı.


Takip eden aylarda
ise borçlarından tümüyle kurtulup hatta para kazanmaya başlamıştı. Tüm bir yıl
boyunca çalıştı durdu. Tam bir yıl sonra, elinde bozulmamış çek ile parka
gitti. Kararlaştırılmış saatin gelmesini bekledi. Tam zamanında yaşlı adamın
hızla ona doğru geldiğini gördü. Tam ona çekini geri verip başarı öyküsünü
paylaşacakken bir hemşire koşarak geldi ve adamı yakaladı. Hemşire 'Onu
bulduğuma çok sevindim, umarım sizi rahatsız etmemiştir' dedi. 'Çünkü bu bey
sürekli olarak huzur evinden kaçıp, bu parka geliyor. Herkese kendisinin John
Rockfeller olduğunu söylüyor' diye ekledi. Hemşire adamın koluna girip onunla
birlikte uzaklaştı.

Birden, hayatının
akışının değiştiren şeyin para olmadığını fark etti.
Hayatını değiştirenin yeniden kendinde bulduğu kendine güven ve inançtı.
Hayatını değiştirenin yeniden kendinde bulduğu kendine güven ve inançtı.
Başarının sırrı, kasamızda duran değil, kendi kalbimizde ve kafamızda olanlardır. Başka yerde aramaya gerek yok.