2 Nisan 2014 Çarşamba

Hz. İbrahim ve Nemrut

Geçmiş zamanın kudretli hükümdarı Nemrut, kendisinden başka otorite kimseyi tanımamaktadır. Herkesin kendisine tabi olmasını istemekte ilahi kudreti inkâr etmektedir. Hazreti İbrahim’in doğru yola davetini yanlış anlamış, onun kendi makamında gözü olduğu kanaatindedir. Halkın büyük sevgi ve saygı gösterdiği Hz. İbrahim’i ortadan kaldırmaya karar vermiştir.

Zulme karşı çıkan, İbrahim peygamber'in ateşte yakılması emrini verdikten sonra meydan yere odunlardan büyük bir yığın yapılmış. Sonra odunları tutuşturmuşlar. Alevler o kadar yükselmiş ki çocuklar bulutların tutuşacağını sanmış. Tüm hayvanlar korkmuş kaçmış. İnsanlar korkularından hiç ses çıkaramamış.

         Nemrut, İbrahim Peygamberi bu yüksek ateşe atmak için iki yüksek kule yaptırmış. Nemrut’un askerleri İbrahim’i mancınıkla ateşin tam orta yerine atacaklarmış. Ta ki, İbrahim’i ateşe atınca Nemrut’un ne güçlü bir kral olduğunu herkes anlasın. Görsünler ki; bir daha ona karşı kimse gelmesin. İbrahim Peygamber'i yakmak için müthiş bir ateş yığını hazırlayıp içine atmışlar.

O sırada gökte, minik bir kuş ağzında küçücük bir damla su ile telaşla uçarak gidiyormuş. Hem de boyu göklere varan cehennemi ateşe doğru. Başka bir kuş onun bu telaşını görüp hemen yanına yanaşıp sormuş:

"Bu acelen niye, nereye böyle?" Ağzında bir damla su taşıyan kuş o bir damlayı dökmemeye çalışarak,

"Duymadın mı?  Nemrut, İbrahim’i ateşte yakacakmış. İşte ateşin olduğu yere, söndürmek için su göturüyorum." demiş. Bu sözleri duyan kuş kendini tutamayarak kahkahalarla gülmeye başlamış:

"Sen dönüp yüzünü şu ateşe, hiç bakmadın mı?  Ne kadar büyük. Senin bir damla suyun ona ne yapabilir   ki? "  diye sormuş… Su taşıyan kuş:
        
 "Olsun,  hiç olmazsa dost mu?-düşman mı?  Hangi taraftan olduğum belli olsun."  demiş

İşte değerli okuyucular, zamanımızdaki olaylardan doğan büyük yangınları söndüremeyeceğimizi biz de biliyoruz. Ama hiçbir şey yapmadan oturmaktansa, hiç olmazsa doğrunun yanında, küçük kuş misali inandığımız doğru yolda ölürüz niyeti ile gücümüzün yettiği kadar çalışıp gayret edeceğiz.  Günümüzdeki kötülerle ve zalimlerle elimizden geldiğince açık ve gizli mücadele etmeye çalışacağız. Doğrunun, namuslu ve dürüstün yanında, garip ve mazlumların cephesinde sonuna kadar her şeyimizle her zaman çaba sarf edeceğiz.
         Hiç olmazsa HZ. İbrahim’i sevdiğimizi ispat için çalışır, koşarız. Oraya varamazsak bile küçük kuş gibi bu yolda ölürüz.

      Asıl mesele her türlü olumsuz şartlara rağmen doğrunun, mazlumun ve haklının yanında olabilmektir. 
         
         Nemrut mu ne olmuş? Bence hiç önemli değildir. Dünya bir misafirhane ve dolup boşalan bir handır. Bir imtihan yeridir. Burada cereyan eden olaylarda insan için sayısız ibretler vardır. Herkes ibretleri ve dersleri görüp anlayamayabilir. Anlamak için de imani feraset lazımdır.
Nemrut zulümlerinin hesabını ahirete de kalmadan vermiştir. Burnuna giren bir sivrisinek onu öldürmüştür.